Kemankeş
Nedir Ne Değildir?
Nasıl Oldu?
Kemankeş Cafe bir hayal ürünüdür. Bir grup eski arkadaşın iyi kahve ve iyi yemek üzerine kurdukları hayallerin gerçekle buluşması neticesinde ortaya çıkmış ve bugünkü keyifli, zarif haline bürünmüştür.
(Tabi bu kadar şairane, bu kadar naif gelişmiyor olaylar, bir alanı keyifli, insanların oturup zaman geçirmek isteyeceği bir mekana dönüştürmek epey çaba, usta, göz yaşı ve ‘maliyet’ gerektiriyor ama sonuçta ortaya ‘hayalinizdekine yakın’ bir yer, kahve ve menü çıktıysa…ne ala.)
Derdi Ne?
Kemankeş Cafe’de iyi kahve içersiniz iyi yemek yersiniz. Net. Kahvelerimizin kalitesini, tazeliğini, rengini, yemeklerimizin ve tatlılarımızın özgünlüğünü ve lezzetini uzun uzadıya anlatabiliriz, (biz kendimiz bunları severek yediğimiz ve içtiğimiz için menüye koyduk zaten), lakin takdir edersiniz ki tadı anlatmak zordur, bizzat deneyimlemeniz gerekir…Yani buyurun, bekliyoruz.
Nerede Oldu?
Kemankeş ismini uzakta aramadık, mahallemizin ismiydi, içinde bulunduğumuz tarihi dokuya cuk diye oturuyordu, sevdik, benimsedik…Yani Kemankeş’i Karaköy’ün güzide Mumhane Caddesi’nin sonunda, Kılıç Ali Paşa Hamamı’nın arkasında, Medresesinin hemen yanında bulabilirsiniz. Buram buram tarih ve yaşanmışlık kokan, seyri ve seyredeni bol bir nokta burası. İnsan zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyor…
Pardon, neden kahve?
Gelip tadacağınıza eminiz, ama izin verin biraz kahve takıntımızdan bahsedelim. Bu böyle yavaş yavaş başladı, önce kahvenin bildiğimizden çok daha engin, çok daha renkli deneyimler sunan bir içecek türü olduğunu keşfettik. Etiyopya Adado içtik büyülendik, Kenya Thunguri tattık kafamız karıştı, tadım notlarını okuduk, güldük, hayret ettik, düşündük…Böyle hem çay gibi, berrak, taze, ve diri farklı lezzetler hissettiren, olağanüstü bir şeydi bu kahve dedikleri şey ve kapıldık gittik…
Kahve ama hangi kahve?
Piyasada tonla satılan, yağı dışına vurmuş, katran misali içeceklere dönüşen ucuz çekirdek mahsullerinden veya granül haline getirilmiş her saniye reklamla size içirilmeye çalışılan kahvemsi şeylerden bahsetmiyoruz.
Bizim bahsettiğimiz, meyvesinin yetiştirilmesinden toplanmasına, işlemesinden taşınmasına, çekirdeğin kavrulmasından içeceğin hazırlanmasına dek özenli ve dikkatli bir sürecin sonucunda bize ulaşan, ülkesi, türü, yetiştiricisi, tadım notu, kavurucusu belli çekirdeklerden hazırlanan, nitelikli kahve içeceği…
3. dalgacı maymun?
Bunun, bu kahveyi bulma ve hazırlamanın bir ismi de var günümüzde, 3. dalga veya 3. nesil. Kulağa havalı geliyor değil mi, evet, ama içinin doldurulması da bir o kadar zor. Son günlerde kendine dolu ağızla ‘3. dalgacı’ diyen, fakat kavramın altını doldurmaktan, kahvelerin hakkını vermekten çok uzak ‘şekil cafelerle’ dolup taşıyor ortalık…
Peki nasıl kahve?
Elle, makineyle, sütle, buzla, kahve deneyiminin bizi çağırdığı her yerde ve her şekilde…Ama mesela şurupla, bal kabağı özütüyle değil, doğal olan her şeyle…
Sonuçta kahve bulabileceğiniz en doğal (ve de organik evet) yetişen meyvelerden biri, yüksek irtifalarda, yoğun tarımsal müdahalelere ve ilaçlamalara gerek duymayan, kendi halinde bir meyve türü…
